11 Eylül 2025 Perşembe

Bugünün bloğu üzerinden yıllar geçtiği için anoreksiya nevroza

 Çocukluğum boyunca her zaman zayıftım. Anaokulu karnelerinde beslenmesi hep zayıf yazan çocuklardandım yani… Hala da dünyanın en çok yemek seçen insanlarından biriyim.

Benim hikayem sanırım hiç unutmuyorum 14 yaşındayken başladı, ben hayatımın her döneminde zaten zayıftım ama o dönem özel okulumdan ayrılıp bir devlet Anadolu lisesine gidecek olmak sanırım bir ergen için sıkıntılı durumlar yaratabiliyor. Lise sınav sistemi lise giriş sınavları derken ben aslında kilo aldığımı fark etmemişim. Çünkü yıllar sonra öğrendiğim üzere stresliyken hiç aç olmasam da bir şeyler yemek gibi bir huyum var. Hiç unutmuyorum bu benim hikayemin başlangıç noktası çünkü ve bu hikaye asla bitmiyor. Kim ne yalan söylerse söylesin. 

İlköğretimden mezun oluyoruz ve ben hala hangi lisede okuyacağım karne günü belli değil arkadaşlarımla buluşup servisle okulumuza gideceğimiz yere gidiyorum. 

Şimdiki kadar Keko nüfusunun fazla olmadığı Türkiye’mizin denize yakın o şehrinde iki keko bana bakıp, ilk önce laf attılar şşşt baksana falan diye, sonra yürümeye devam edince biri ıyyy ne kadar iğrenç göbeği yağlı” dedi.

This is the moment my whole life changed…

O gün karne muhteşemliği ve kutlamaları geçince kendime baktım, ne kadar iğrençtim, ne kadar kiloluydum(55 kiloydum o zaman) iğrenç yağlarım vardı. Pompalanan güzel olan sadece komikten oluşur algısı tüm medyadaydı. Ve ben kemiklerim görünmediği karnım dümdüz olmadığı ve 30 beden olmadığım için kendimden tiksindim. 

Ve o günden sonra içtiğim normal kolamı lighta çevirdim ve aileme zorla bilmem kaç çeşit Hollywood diyetinin olduğu bir kitap aldırıp saatlerce yürümeye başladım. 

Liseye başladığımda eteğim 36 bedendi, lise sona geldiğimde eteğim sürekli terziye verilip daralttıra daralttıra beli 53 cm e düşmüştü. İki elimle belimi tutabiliyordum. 

Günde sadece 3 kutu tonbalığı yediğiniz dietleri bile yaptım. Lise son sınıfta sanırım zaten okul yemekhanesinden yemediğim gibi aileme kantinden yemek yiyorum diye yalan söylüyor kahvaltı zaten yapmıyor ve akşam yemeklerinde bir tabak sebze yemeğinden başka bir şey tüketmiyorudum. 

Bu yine normal kilolarda olduğum bir zaman dilimi olabilir 45 kilolarda falandım muhtemelen.

Her şey üniversiteye gelip kendi evime çıkıp sınırsız özgürlüğümü elde ettiğimde daha kötüye gitti tabi. Her zaman bilinçli bir tüketiciyimdir. O zamanlar GATA’da yeme bozuklukları merkezi vardı ve sadece vki nizin %bilmemkaçın altına düşmesi halinde hastanın rızası olmadan yatırılmasına izin veriliyordu benimki 40.5 kiloydu. Bu yüzden hiç 40.5 kilonun altına düşmedim. 

Proana siteleri sayesinde edindiğim diğer anoreksik kardeşlerimle geliştirdiğimiz üzüm tanelerini dondurup yutmak, pamuk yutmak, kendini kusturmak için peçete yemek, miden açlık hissetmesin diye buz parçaları yutmak ve nice yöntemle yıllarca kilomu 40.5-43 arasında tuttum. Kilo verdikçe daha da çok kemiğim görünüyordu ve bu bana daha güzelmişim gibi geliyordu. Erkek arkadaşım günde fırında pişmiş 300 gram domates veya yarım elma çeyrek muz gibi beslenme rejimimi kırabilmek için beni mc Donald’s a götürdü. En sevdiğim menüyü yerken karşısında kollarımı bağladım oturdumve tek bir patates kızartmasını çalmadım.

Tiroid ilaçlarımı overdose kullandım, ödem söktürücü haplar içtim, kendime müshil verdim, zayıflayabilmek için 3

Gün su dışında hiçbir şey yemediğim ilaçlar kullandım. Günde 37 bin adım attığım günler oldu. 

Sanırım neredeyse her yemeğin alternatifine sahibim. Light köfte, light fırın yemekleri vs. Hala sebze yemeği yaparken içine yağ koyma fikri beni geriyor. 

Hala köfteyi neden tam buğday ekmeğiyle yapıp 0 yağ pişirmediğimizi anlamıyorum ve hiçbir ürünü marketten veys internetten kalori ve besin değerleri açıklamasını okumadan alamıyorum. 

Yıllar boyunca kaburgalarımın fotoğraflarda ne kadar çıkık olduğu ve göbeğimi içime çektiğimde ilgili hakaretler işittim sosyal medyada oysa kilomu her zaman 2 3 kilo fazla söyler ve açlıkdan midemin birbirine yapışmış olduğunu hiçbir zaman açıklamazdım. Anatomim böyle der geçerdim, kaburgalarım çıkık. 3 gün hiçbir şey yemeyen insanın midesinin karnına nasıl yapıştığını göremeden siz asla…


Şimdi yıllar önce de içerken paylaştığım skinny latteye bakıyorum. 30-32 beden olmak ve zara çocuk reyonundan giyinmek benim için bir gurur kaynağıydı. Hiçbir elbisem kıyafetim beli daraltılmadan üzerimde olmuyordu. 


Ve yıllarca yüzük ve bilezik takamadım. Çünkü yüzükler eklemimle elim arasında sallanır bilezikler de asla bileğimde durmaz düşerdi. 


En büyük parti hilem polis kelepçesi en dardayken bileğimden çekerek çıkartabilmemdi. 

Beni bu yoldan kurtaran tek şey spor oldu. Kas kütlemi kaybetmemek için yemek zorunda olduğum protein gramını karşılamak için yemek yemeye başladım.

Hayatımın bu geçmiş 2 yıllık süresinde geçirdiğim hastalıkla 67 kilolara kadar çıktım, hiç kimse beni sevmekten vazgeçmedi. 

Bazıları küçük domuzum diye sevdi o kadar. Şimdi 55’li kilolara geri dönüyor oluşumun şerefine,

Sipariş ettiğim 34 beden kıyafete bakıyorum, yakında görüşürüz.

Anoreksiya hiçbir zaman sizi terk etmez, herkesin içinde doğal davranıp gülüp eğlenip yemek yerken bile o muzun100 kalori olduğu bir elmanın 80 kalori olduğu her zaman beynine kazınmıştır, ve 100 kilo olsan da arkandan fısıldar o latte 36 kaloriydi biliyorsun değil mi…