19 Haziran 2012 Salı

yaz gelmişken

insanların bizlere yüklediği anlamlar kadar gerçeğiz belki de hepimiz.

belki anlamsızlaştırsalar, görmezden gelseler veya önemsememeyi öğrenseler, yok olup gideceğiz.


bu önemsizleşmenin önemini fark ettiğim günden beri, tüm hırslarımı, kinlerimi kenara bıraktım. sakince hayatıma devam etmekteyim, azıcık arkadaşların da iteklemesiyle olmuş olsa da... şu an en tepede seyrediyor ya websitelerim, birilerinin kanına dokuyor bu gidişat nedense...

oysa bence bazı emeklere saygı duyulmalı, bazı başarılar kıskanılmak yerine takdir edilmeli. bazı insanlar ayaklarından çekilmek yerine olduğu yerde kalmalı ne bileyim.


hem yaz gelmişken, hem güneş tepede biz kendimizi havuz kenarlarında, güneşlenerek, meyve kokteylleri ve buzlu sulara teslim etmişken...

dünyadan tek beklentim baliye giden bir uçağa binmekken...

ve hepimizin aradığı huzurun bir iki beyaz çiçekle evde güneşe uzanıp dondurma yemek olduğunu keşfetmişken, hırslara, savaşlara, kızmaya gerek yok...

önemli olan hep tepeye tırmanmak değil zaten, olduğun yerde, mutlu olabilmek... ve mutlu olduğunda da...

başkaları yok olur etrafından... kıskananlar da, çekemeyenler de, konuşanlar da...


sense susar ve şehrin göbeğinde sırtüstü bir havuzun ortasında yatıp gökyüzüne bakarsın...

bazılarımız konuşuyoruz, bazılarımız susuyoruz. benimse bu mevsimde yanaklarımda güneşten çiller çıkmakta...


ve eminim bu en tepede olmaktan daha az yaşlandırıyor beni.



sevgilerle...

Pınar KALKANCI