21 Nisan 2013 Pazar

Uzun zamandır yazmadıklarım...

Birazdan bu geceki görüşmem için evden çıkacağım. Ayağımda yüksek ökçeli ayakkabılarım, ince ten rengi çorabım, kısa siyah dar eteğim, krem rengi bluzum ve siyah ceketimle iki dirhem bir çekirdek hazırlandım bekliyorum. salonun ortasında, parfüm kokum yayılmış odaya... 

Ben aslında sanırım bir erkek için hazırlanmayı seviyorum, bir erkeğe ait olmayı; bir erkeğin hayali olmayı...

Ben aslında erkekleri seviyorum sanırım.

Minik her zaman kötü dekore edilmiş ve bazen çok kitsch otel odalarında, her zaman televizyonda kanal ayarlayamamanın ve beklemenin stressiyle çoğunlukla ellerinde bir kadeh...

Ben beklemediğimden tedirgin değilim, yollar, taksinin arka koltuğundan kestiğim gri silüetli istanbul sokakları.. Ve her zaman elimde bir yerlere bir şeyler yetiştirmek için tıkırdatırım telefonumun tuşlarını ve benim şarjım her zaman çabuk biter... Telefonlarım da hep sessizdedir zaten... 

Çünkü kadın dediğin böyle bir şey olmalı bence, erkeğin aradığında ulaşabildiği değil, kadının aklına erkek geldiğinde ulaşılmayı kabul ettiği, telefonlar da hep aklına telefon geldiğinde ekranına bakılacak ve cevapsız çağrılarla mesajlara telaşlanılacak bir şey olmalı.

Ben beklemeyi sevmem, beklemek aklına onlarca yüzlerce düşünce getirir insanın... beklemek aklı şeytana uydurur o yüzden otel odalarında beklemem ben, bekleyenleri düşünüp heyecanlanırım belki...

Ben uzun zamandır coconata verdim kendimi, coconatlı masaj jeline aslında, hint yağlarıyla ovulmaya alışıından mı bedenim, yoksa lavant kokusunu hiç içime sindiremediğimden mi bilmiyorum, yaz gibi masaj yapmak istiyorum insanlara... Yaz kokuyor masajlarım, masaj yapmayı seviyorum sanırım bu aralar aslında...

Escortlukla ilgili hayatımdaki tek ikilem yeni tanışıp yaptığım o ilk görüşmeleri mi, yoksa tekrar tekrar görüştüğüm insanları mı daha çok sevdiğimdi her zaman. Kararsızdım bu konuda bir tek... 

Şimdi düşünüyorum da, en güzeli bir adamın ilk defa gördüğünde bile yıllardır tanıyormuş gibi kollarına alıp sarabildiği kadın olmakta... 

bir de arada bir rakı içmesine hayran olunan adamlara düzülen metiyelerden ibaret hayat... 

Geç kalmadan tıngırdatarak topuklarımı bir otelin mermer giriş holünde, tüm dünya bana hayranmışcasına yürümeliyim... 

Ama sizi de çok özledim.

4 yorum:

  1. Tek kelimeyle.. "Müthiş"

    YanıtlaSil
  2. enteresan.. geçen sene ingilteredeyken bi hatunla arkadaş olduk, sonra sevgili gibi olduk, sonra bisürü değişik şey daha olduk.. bitmedi de, devam da etmedi.. hatun pornocuydu.. döndüm ve ikinci kitabıma başladım, yazmak ilk defa yaşamaktan zor geldi.. insanların yargıları, ırkçılıkları, diğer olan, genel olmayan her şeyden iğrenmeleri falan.. yaşamak hakkaten kolay diil..

    seks neden kiralanır anlıyorum ama seks zaten kiralık bişidir, karınla yada sevgilinle yapsanda.. demek ki aslında özne seks diil, kiralanan başka bişi var..

    çoğu günlerinin 8 saati bedenlerini şirketlere kiralarken içinde seks geçen mesleklerin neden farklı olduğunu da anlayamıyorum. bi başkasının kiralık olduğunu düşünmek kendinin öyle olmadığını düşünmeyi sağlıyor heralde..

    neyse, olay şu, öykü anlatabilen insan benim için kaynaktır, görmediğin şeyleri öğretir..

    seks istemiyorum, seks zaten istediğimde yapabildiğim bişi, tabi bir birim diildir seks, herkeste değişir..

    lisa'ya soramadığım, bazen sorsam da cevabını almadığım, cevabını da kendi kendime bulamadığım açıklarım var.. senin, en azından yakın kümede olduğun için cevapların bazılarına sahip olabiliceğini düşünüyorum.. etrafımda ki kızlar, her gün birileriyle yatsalarda profesyonel olmadıkları için cevaplardan uzaklar.. yardım etmek istersen mailleşebiliriz, bi kahve içebiliriz vs.. ben müşteri yada müşteri adayı diilim, zaten tanıdığında seni sikmek için yol yapmadığımı farkedersin..

    serdar

    YanıtlaSil
  3. beklemek konusunda yazdığına gelince;

    "Ben beklemeyi sevmem, beklemek aklına onlarca yüzlerce düşünce getirir insanın... beklemek aklı şeytana uydurur o yüzden otel odalarında beklemem ben, bekleyenleri düşünüp heyecanlanırım belki..."

    beklemek / bekliyebilmek sınırları zorlamanın en kolay yoludur aslında :)
    otel odasında beklenen yarım saate bu kadar anlam yüklemek çok doğru olmadı belki ama orda bile bekleyen olmak isterdim seçme şansım olsa, kapıya bakıyorsun / yatağa, hatta bi yaylanıyorsun / gömleğini kokluyor belki aynanın önüne geçiyorsun bi kaç kere / aldığın hediye çikolatalardan yemek belki / belki bi kadeh / düşünmek pınar kalkancıyı, elinde bi kadehle şehri seyrederken.. daha yarım saat var / bu odanın kokusu / sesi değişecek yarım saat sonra herşey çok farklı olacak / şimdi özgürsün..telefonu kenara koyuyorsun.. bir erkek telefonunu sadece yatağa girmek üzereyken sessize alır bence :) ve bence bi erkek mesajlarını okumamalı, mesaj almayan bi telefonu olmalı hatta..
    neyse kapı çaldığında o tıkırtıya doğru yavaşça kalkıp elini uzatmak / kapının ardındakine hazır olmak o yarım saaate sahip olmak seçme şansım olsa bekleyen olurdum / kesinlikle bekleyen olmak daha bi yaşanası..

    bide bu yazında bloglarındaki pınar değil sitendeki pınar yazıyor sanki...kendinden / çok uzun zamandır hergün saatlerce sporla kontrol ettiğin o bedenine duyduğun güven.. okuduğun kitaplara geçici olarak ulaşılamıyor şu an.. daha çok o gıptayla vede şaşkınlıkla baktığım tam bi profesyonel pınar kalkancı / yaptığı her işte olduğu gibi bundada takıntı noktasında yaptığın şeye duyduğun saygı yüzünden verdiğin emek, senden başka bu kadar bedeniyle kendiyle giyimiyle ilgilenen başka bi eskort varmıdır acaba, yada bi manken bile bu kadar dikkat ediyormudur kendine, bu kadar disiplinli birinin diğer işlerde neler yapabileceğini gözümün önüne getirince, etkileniyorum senin iradenden, oto kontrolünden...

    yinede aklına onlarca / yüzlerce düşünce getiren bundanda mutluluk duyabilen / düşünmekten korkmayan, şeytana uyarken bile tadını çıkaran pınarı daha çok seviyorum sanırım..

    şimdi yatıyorum, masaj yaptırmak için dünyaya gelmişim desem yeridir.. yalnızlığıma söyleniyor, yalnız yatmasaydım diyorum, bu saate aklıma masajı düşüren pınara bi sitem içimden / bi gülümseme yüzümde, eskilerden biri geliyor aklıma papatya mı menekşemi / bence menekşe yağının kokusu daha bi içine işliyor.. menekşe yağıyla yap diyorum masajı menekşe olsun, ben uyuyana kadar durma lütfen.. o kokuyla uyumak istiyorum...yatarken bi sitem daha pınara / istanbulda olsaydım diyorum, aramazdımki.. yüzümde bi gülümseme.. insan sadece pınar kalkancı için bile istanbula gider / gitmeli / gülümsüyorum gözlerimi kapatırken.. aramazdım sanırım, o kadar özgüveni olan biri değilim.. telefon eden o kadar insan, kendimi onların yerine koyamıyorum / sadece saygı duyabiliyorum..

    YanıtlaSil