El bileklerimden parmaklarima dogru yayilan bir heyecan, bir bilinmezlik... sanki hucrelerimin tekrar canlanmasina sebep olmuscasina bir cosku hali tum bedenime yayilan... yasam gibi bir sey... nefes aldikca giderek kizaran yanaklarimla ve hizlanan nefesimle, iki ayagimin uzerinde, kocaman pembe bir bavulla bilinmeyene dogru gitmek uzere cikiyorum yola... havaalanina varamadan kalp krizinden olebilirim, suracikta, alelacele, tesadufen... ve bu cok ironik olurdu...
Hayatimin tum kontrolunu birakmaktan korkarak yasayan, dakika dakika, saniye saniye hayatini planlayan ben, zerre fikrimin olmadigi bir destinasyona gidiyorum. Ve bu bilinmezlik beni olduruyor, ayni anda yeniden mi doguyorum bilmiyorum...
Ama bu heyecan anlatilamaz bir sey, tarifsiz... bu ulkeden kocaman bir bavul ve tonla ozleyecegim seyle yola cikmak, meraklanmak, hayiflanmak ve degisime kucak acmak.... ah gercekten minik bir ucagin sikisik yolcu koltuklarindan birinde yeniden doguyorum, yeni bir insan oluyorum ve inanilmaz olan tek sey 0'dan yaratabilmesi insanin kendini...
Bakalim nasil biri olarak donecek pinar yeni yila? Nasil bir kaderi olacak hayatimin, muhtesem bir 2015'ten sonra ask ve daha bir cok seye kapi acacak hayatlar...
Cok manasiz ve turkce karaktersiz bir blog olusunu gormezden gelirseniz eger, ici icine sigmayan ufacik bir kadin olarak gidiyorum ben....
Seneye gorusuruz♡