14 Mart 2016 Pazartesi

Being different ok, being unique is awesome!

Açıkçası, bana sorsanız aşk üzerine yazarım sanıyordum yeni bloğu... Muhteşemliğin kapısında, yaratıcının suretini gördüğümüz muhteşemlikte bir aşk hakkında ve nice fazlası...

Ne de olsa me uzanmıştık Kanlıca'nın ortasına, ne de çehresinde kusursuzluğu gördüğümüz bir yarimiz vardı... 

Yazmadım ben de... Onun yerine fazla realist bir yazı vurdu yüzüme tüm çıplaklığıyla internetin derinliklerinde...

Diyordu, dünya mutsuz insanlarla dolu... Çünkü toplumun geneli tarafından sevilmeye çalışırken kendilerine dair sevdikleri her şeyi kaybetmişler... Her ne yaparsanız yapın piramidin tepesinde sadece farklı, genelin düşündüğünü düşünmeyen; yaptığını yapmayan insanlar olacaktır. Çünkü onların sayısı çok daha az...

Bana başarımın sırrını sorarlar, neredeyse her escort Pınar olmak ister, neredeyse her escort bir formül veya kalıp olduğunu düşünür içine kendini sığdırması gereken...

Her işin matematiği vardır, herkesim sevdiği insan olmalıdır o ki başarılı olsun...

Şimdi size bir sır vereyim, mesele herkesin sevdiği insan olmakta değil, herkes nefret edebilir sizden... Mesele kendinizin sevdiği insan olabilmekte...

Bir kız arkadaşım var, o kadar mutsuz ki... Aşkı arıyor... Eskiden Ahmet'in, Mehmet'in kendisini sevdiği gibi sevecek birini aradığını sanıyor... Oysa özlediği Ahmet de, Mehmet de değil...

Özlediği Ahmet'le olduğu zamanlardaki kendisi, Mehmet'le geçirdiği zamandaki hali...

Siz siz olun, kendinizi özlemeyin... Nice Ahmet'ler, Mehmet'ler geçer de hayatınızdan, bir kaybettiğiniz kişiliğinizi koyamazsınız yerine...

Güç insanın içinden gelmekte, minik kristal bir bulut gibi, kendinizi sevmenizi söylemekte...

Ayşe, Fatma veya Pınar olmanıza gerek yok hayatta kazanmak için, başarılı olmak için... Önemli olan kendin olmak... 

Kendisi olunca insan değişmekte bazı dengeleri zihnin ve birden çok muhteşem bir şey çıkmakta içinden, kreatif bir şey...

Kendinden başka hiçbir şeye benzemeyen, ben de ona aşığım zaten...

Hep sorgularım, etrafımdaki insanlar neden bu kadar mutsuz, neden hayatla karşılaşmak zorunda kaldıkları her halden nefret etmekteler?

Dünya muhteşem bir yer. Ağaçlar var mesela... Düşündünüz mü ya bir ağaç olsaydınız nasıl olurdu hayatınız? Hiç sarılınmadan, hiç öpülmeden, aşık olduğunuz ağaca dalınızı bile değemeden... Bu dünyada sevilmek mi istiyorsunuz? Ağaç olmayın, sarılın insanlara, öpüşün, dokunun... Paylaşın sevginizi ki sevilesiniz... 

Ve bir ağaca sarılın arada benim gibi, deli diyebilirler size, umursamayın. Ne kadar heybetlisin ve baharın binbir rengiyle üzerinde, bugün çok sevilesi duruyorsun diyin, selam ağaç ben seni de seviyorum demek gerek belki hayatta... 

Heybetiyle hiç kimseye sarılmayan, hiç kimseyi öpmeyenlere bile...

Farklı olun, kendiniz olun ve korkmayın farklı olmaktan...

Tek yumurta ikizlerinin karakteri bile farklıyken diğerinden, benzemediğiniz-benzeyemeyeceğiniz tonla insanla aynı olmak için çabalamayın...

Madonna'sı olun kendi pop dünyanızın, Britney Spears olarak ölmeyin.


Not: Ağaca sarılmak önemli gerçekten, ağaç olmamak kadar...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder